Futbol ve Sportmenlik

Futbol ve sportmenlik kavramları birbiriyle iç içe olması gereken kavramlardır. Maalesef ki bazı olaylardan gördüğümüz kadarıyla bunun tam anlamıyla mümkün olmadığını da görüyoruz.

futbol

Elbette ki bu tarz olayları baz alarak futbol içinde sportmenlik olmadığını söylemek doğru olmayacaktır. Çünkü bunun tam tersi olan ve içinde sportmenlik davranan pek çok olayı da gördük. Futbolda saygı, hoşgörü, alçakgönüllülük oldukça önemli kavramlardır. Önemli olan ise bunları uygulayabilmetir.

FIFA’da bunların yaygınlaşması için pek çok çalışma yapıyor. Fair Play Ödülleri ise bunun en büyük örneklerinden bir tanesi. Aynı şekilde FIFA’nın belirlemiş olduğu bazı fair play ilkeleri bulunuyor. Genel olarak bunlar oyun içinde adil bir oynamayı, oyun kurallarına uymayı, yenildiğinizde bunu kabul etmeyi, taraftarlara, hakemlere, takım arkadaşlarına ve rakibe saygı duymayı, yolsuzluk, ırkçılık vb. futbol itibarını zedeleyen hareketlerde bulunmamayı ve bunlarla mücadele etmeyi içermektedir.

Elbette ki fair play sadece bunlar ile sınırlı değildir. Yapılacak olan en ufak bir hareket bile fair play ilkeleri içine dahil olabilir. Ancak burada kendimize bazı soruları da sormamız gerekiyor. Gol attıktan sonra rakip taraftarlara saygısızlıkta bulunan futbolcular neden var? Ya da maçı kaybettikten sonra neden hakemlere küfürler ve hakeretler ediliyor? Yerde sakatlanmış bir futbolcu varken neden top dışarıya atılmıyor? Bu tarz sorular çoğaltılabilir. Burada sportmenlik kavramının iyi anlaşılması için yapılan davranışların zoraki olmadığını da belirtmek gerekir. Yani bir futbolcu maç esnasında sakatlandıysa topu dışarıya atmanız gibi bir zorunluluk yoktur. Fakat o esnada topu dışarıya atmanız sizin daha sportmen bir davranışta bulunduğunuz anlamına gelir. Yani bu ahlak ile alakalı değil bir noktada etik ile alakalıdır.

Fakat günümüzde sportmenlik dışı davranışlarda bulunan futbolcular olduğu gibi örnek alınabilecek sportmen futbolcular da bulunmaktadır. Kariyerleri boyunca hem yetenekleri hem de karakterleri, davranışlarıyla alkışlanan futbolcular da bulunuyor. Üstelik bu futbolcular yeri geldiğinde rakip taraftarlar tarafından bile alkışlanabiliyor. Bu tamamen sizin nasıl bir etik anlayışla hareket ettiğinizle alakalı olabiliyor.

Alex De Souza

Örneğin, Türkiye’de de bir dönem futbol oynamış olan Brezilyalı Alex de Souza Fenerbahçe’ye pek çok katkıda bulunmuş olan önemli futbolculardan biridir. Kendisi kariyeri boyunca oldukça iyi bir performans ortaya koydu ve rakiplerine de daima saygılı davrandı. Zaman içinde takımdan ayrıldı. Ancak kendisi hem Fenerbahçeli taraftarlar hem de rakip taraftarlar tarafından oldukça sevilen ve saygı duyulan bir isimdi. Böyle bir futbolcu olmak kolay bir iş değildir ve özveri gerektirir. Üstelik bu tarz kişiler sadece genel kariyer anlamında değil maç içinde yaşanan olaylarda da karşımıza çıkmaktadır.

Paolo Di Canio Olayı

İtalyan futbolcu Paolo Di Canio, West Ham United takımında oynuyordu. Rakip takım ise Everton takımıydı. Yaşanan bir gol fırsatı esnasında Everton’ın kalecisi sakatlanmıştı. Fakat Paolo Di Canio çok kolay bir şekilde golü atabilecek iken topu eline alarak oyunun durmasını sağladı. İşte bu olay fair play olayının en iyi örneklerinden bir tanesidir.

Küçük yaşlarda spora başlamış olan çocuklara aşılamamız gereken sportmenlik ve fair play anlayışı böyle olmalıdır. Her insanın öğrenmesi gereken bazı değer ve ilkeler bulunmaktadır. Bunlar sadece futbol içinde değil aynı zamanda hayatta kullanmak oldukça önemlidir. Sonuçta hayatta kazanmanın ya da bazı duygularımızın ötesinde çok daha değerli şeyler bulunmaktadır. Eğer bunlar için çabalarsak hayatımızı çok daha güzel bir noktaya getirmemiz mümkün hale gelebilir. Böylece insanların hayatlarında daha kalıcı olabilir ve onların hayatlarını önemli ölçüde etkileyebiliriz.

Leave a Reply

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir